AİDS günümüzde sıklıkla görülen bir rahatsızlık olup edinilmiş bağışıklık yetmezliği sendromu olarak bilinir. Kronik bir rahatsızlık olup yaşamı tehdit ederek kişilerin hastalıklarla mücadelesini zayıflatmaktadır.
Hiv enfeksiyonunun neden olduğu bu rahatsızlık tedavi edilmemesi durumunda aids hastalığına neden olarak son derece ciddi sonuçlar ortaya çıkarır. Aids belirtileri kişiden kişiye göre farklı göstererek birçok farklı şekilde ortaya çıkar. Belirti ve bulgular görülmesi durumunda mutlaka bir uzman hekime başvurularak gerekli testlerin yapılması ve erken dönemde tedavi edilebilmesi adına tanı konulabilmesi önemlidir.
Hızlı kilo kaybı, aşırı yorgunluk, tekrarlayan ateş, lenf bezlerinde büyüme, hafıza kaybı, depresyon gibi aids belirtileri genel olarak görülen hastalık belirtilerindendir. Uygulanan testlerden sonra pozitif sonuç çıkması halinde herkes AIDS tanısı koması son derece yanlış olup mutlaka doğrulama testleriyle tekrarlanması önerilir.
Aids belirtileri genel olarak enfeksiyon başladıktan 2-4 hafta sonrasında grip semptomları gibi oluşur. Bu dönem genellikle akut olarak adlandırılır ve kişilere göre birkaç gün ya da birkaç hafta sürebilir. Yaygın olarak kişilerde ortaya çıkan semptomlar ateş, üşüme, döküntü, gece terlemeleri, boğaz ağrısı, lenf bezlerinde şişme ve ağızda yaralardır.
Bazı kişilerin bağışıklık sistemine bağlı olarak enfeksiyon döneminde belirti göstermeden hastalığın ilerlemesi söz konusu olabilir. Belirtiler bazı durumlarda tek başına bir anlam ifade etmeyip başka hastalıkların oluşmasında da söz konusu olabilir.
Bir şüphe ya da temas bulunması durumunda bu nedenle mutlaka test yaptırılmalı ve bir sağlık kuruluşuna başvurarak doğrulama yapılmalıdır. Enfeksiyon ve AIDS tanısının en doğru şekilde konabilmesi için test yaptırılması önemli olup erken dönemde tedavi edilebilmesi en doğru yoldur.
AIDS cinsel yollarla bulaşan bir hastalık olup şüpheli bir durum oluşmaması için mutlaka önlem alınmalıdır. Anne sütü, kan ve cinsel birliktelik gibi olaylarla bulaşma sağlanmasından dolayı herhangi bir temas olması durumunda bulaş olmaması için tedbir alınması adına erken dönemde test yaptırılarak sonuçların değerlendirilmesi gereklidir.
AIDS hastalığı bazı kişilerde belirti vermeden ilerleme gösterirken bazı kişilerde bulaş olması durumunda 2-4 hafta sonrasında grip benzeri belirtiler gösterebilmektedir. HIV virüsünün en bulaşıcı olduğu dönem bu dönem olup kişilerde en yaygın ilk aids belirtileri grip semptomlarıdır. Ateş, boğaz ağrısı, lenf bezlerinde büyümeler, baş ağrısı, bulantı ve kusma görülen diğer belirtilerden olup mutlaka bu belirtilerden bir tanesi ya da birkaçı olması halinde uzman bir hekime başvurulmalıdır.
Hastalığın başlangıcında görülen ilk semptomlar dikkate alınmaması halinde hastalık kendiliğinden ilerleyerek ciddi sağlık sorunları oluşturabilir. Erken dönemde tedavi edilmesi ve tanı konması önemli olan bir hastalık olan AIDS sıklıkla ön belirti olarak sık sık hasta olma gibi bağışıklık sistemini düşürebilir. AIDS hastalığının tedavi edilemeden seyretmesi durumunda ise hızlı kilo kaybı, uzun süren ishal, sık tekrarlayan ve düşürülmeyen ateş, pembe, kırmızı ve mor lekeler, solunum yolu hastalıkları gibi belirtilerle devam eder.
HIV virüsü belirli bir evreden geçmesi durumunda ilk belirtileri vererek kişinin günlük yaşamını etkilemeden devam eder. Fark edilmeden ilerleyen hastalık için mutlaka erken dönemde şüphe duyulması halinde önlem alınması ve tanı konabilmesi için testler uygulanmalıdır. Test sonuçlarının değerlerine göre tedavi edilmeli ya da önlem alınmalıdır. AIDS için bulaşma yolları iyi öğrenilerek hekimlerden bilgi alınmalı ve kişilerin korumalı ilişkiler yaşamalıdır.
AIDS hastalığının belirtileri kişiden kişiye göre farklılık gösterirken kadın ya da erkek ayrımı pek bulunmaz. Aids belirtileri arasında ilk görülen semptomlar anlaşılamaması ve farklı hastalıklarla karıştırılmaması için mutlaka test yaptırılarak netlik kazanması sağlanmalıdır. Cinsel yolla bulaşan, anneden bebeğe süt yoluyla ya da kan yoluyla geçebilen bir hastalık olup son derece ciddi sağlık sorunları oluşturabilir.
AIDS genel olarak enfeksiyon oluşması durumunda 1-2 ay içinde semptomları göstermeye başlayarak farklı hastalıklar ve sağlık sorunlarıyla karıştırılabilir. Mutlaka önlem alınmalı ve semptomlara erken dönemde tanı konabilmesi için testler yaptırılarak tedavi başlanmalıdır. Semptomların anlaşılabilmesi ve HIV virüsünün varlığının kanıtlanabilmesi için tek yol test yaptırılmasıdır.
HIV virüsü mutlaka tedavi edilmesi ve tanı konabilmesi önemli olan bir enfeksiyon tipidir. Bu enfeksiyon kısa sürede tedavi edilerek kadın ya da erkek fark etmeden kısa sürede giderilmelidir. Bazı kişilerde uzun seneler boyunca belirti vermeyerek vücutta kalmaya devam eder. Fakat bu sürede vücuttan ayrılmayarak ilerlemeye devam ederek farklı sağlık sorunlarına neden olabilir.
Kişilerin bebek sahibi olmaları ya da emzirmeleri bu dönemde riskli olacağından tanı kısa sürede konularak önlem alınması önem taşır. Bebeğe bulaş olmadan hastalığın tedavi edilmesi hem bebek hem de anne sağlığı açısından önemlidir. Anne sütünde enfeksiyonun bulunması durumunda bebeğe kolaylıkla geçebileceği kanıtlanmış olup bebek bu süreçte anne iyileşene kadar emzirilmemelidir.
Anneden bebeğe gebelik sırasında, doğumda ya da süt alımı sırasında bulaş görülebilir. Gebelik sırasında AIDS fark edilmesi halinde hemen tedavi süreci başlatılmalıdır. Aids belirtileri özelinde doğum sırasında herhangi bir bulaş ya da şüpheli bir durum oluşması halinde ömür boyu bir tedavi süreci gerekli olabilir. Bebeğe de tanı konması durumunda da enfeksiyonun ilerlemesini engelleyecek tedavi yöntemleri uygulanmalıdır.
Hem anne hem bebek sağlığı açısından risk oluşturan AIDS hastalığın erken tanısı oldukça önemli olup diğer hastalık belirtileri ile karıştırılmamalıdır. Bu nedenle bir risk görülmesi durumunda doğrulama testleriyle birlikte test sonuçları değerlendirilmeli ve erken dönemde tedavi süreci başlatılarak ilerleme engellenmelidir.
Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi hastalığın belirtileri ve kendisini gerileteceğinden uygulanacak ilk tedavi şekillerinden olup mutlaka önlemler alınarak süreç başarılı bir şekilde sonuçlandırılmalıdır.
Günümüzde AIDS hastalığı özellikle erkeklere cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Belirti vermesi ya da vermemesi kişilerin bağışıklık sistemlerine bağlı olup mutlaka tedavi edilmelidir. Erkeklerde kan ve cinsel temas yoluyla bulaşma sıklıkla görülürken ilişkilerin korumasız gerçekleşmesi riskleri arttırmaktadır.
AIDS hastalığından korunabilmek için korumalı ve tek eşli cinsel ilişkiler tercih edilmelidir. Bu sayede kişi hem kendi sağlığını hem de bireylerin sağlığını koruyabilir. Erkek ya da kadın fark etmeden görülebilen ilk belirtiler grip hastalığı gibi olup ilerleme durumunda farklı belirtiler oluşturabilir.
Bazı kişilerin bağışıklık sistemine bağlı olarak belirti vermemesi söz konusu iken bazı kişilerde yaygın belirtiler görülebilir. Yaygın olarak görülen aids belirtileri kusma, ishal, baş ağrısı, halsizlik, üşüme ve ateş görülebilir. Başka hastalıklarla da karıştırılabilmesinden dolayı mutlaka tanı konabilmesi için testler uygulanmalıdır. Elisa, PCR ve doğrulama testleri bu testler arasında olup her birinin önemi, yeri ve sonuçları oldukça önemlidir.
Test sonuçlarının pozitif olması durumunda erken dönemde tedavi edilmeli ve ilerleme olmadan bağışıklık sistemi güçlendirilmelidir. Negatif olması durumunda ise doğrulama testleri tekrarlanmalı ve şüpheli bir durum oluşması durumunda önlemler alınmalıdır.
Erkek ya da kadın fark etmeden yüksek riskli durumlar oluşması durumunda ilaç kullanılması önerilir. Kişilerin uygunluğu belirlenmesi durumunda koruyuculuğun arttırılması için erken dönemde tedaviye başlanması gereklidir.